28 Aralık 2015 Pazartesi

Yılbaşı Sofranız Tüm Yıl Konuşulsun!


Yeni yıla nasıl girersen öyle geçermiş rivayetiyle yola çıktık ve iddiali bir menü ile karşınıza dikildik. Yılbaşı akşamı çoğunluk dışarıda yemekli programlara katılacak belki ama özellikle aile yemekleri ve yeni yıl partisi öncesi ev davetlerinde koşturmacalı bir sofra telaşı yer alacak. Her ne kadar yeni yıl bizim kültürümüzle aynı tabanda yer almasa da, Milli Piyango, çerez, televizyon programları, resmi tatiller ve özellikle de kalabalık sofralar koca bir yılın geride kaldığı akşama bizi o kadar da yabancılaştırmıyor. Bunu Bi Tat ailesi olarak üzerimize düşeni yaptık, dersimize çalıştık ve yepyeni bir yıla çok özel tariflerle girmeniz için bir hayli mesai yaptık.Hem klasik yılbaşı tatlarına gönderme yaptık, hem de şaşırtıcı farklılıklarla ezber bozduk. Umarız yeni yılınız sağlık, huzur, mutluluk,para,aşk ve sevdiklerinizle geçer. Hazırsanız başlıyoruz.



Yeni yıl sofrası demek, önce göze hitap edecek çok çeşitli bir sofra demek... Sofranızı özellikle kırmızı tonların hakim olduğu servis ve aksesuarlarla renklendirmeniz misafirlerinizi mutlu edecektir. Yemek yemenin amacından çıkıp sohbet eşliğinde keyif alarak yavaş yavaş yemek, yeni yıla şişkin bir mideyle girmemek için önemli bir ayrıntı.

Tariflere ulaşmak için fotoğraflara tıklamanız yeterlidir.

İlk önerimiz yeni yıla sıcak bir başlangıç için kış çorbası ile geliyor. Kış sebzelerinin tavuk suyuyla buluştuğu bu tarif yeni yıla bir kase dolusu vitaminle girmenizi sağlayacak.




Yılbaşı sofrasının çorbadan sonraki kahramanları meze ve salatalar oluyor. Günün koşturmacasını göz önünde bulundurarak size oldukça pratik tarifler hazırladık.

                                                 Lezzet patlaması: Avokado Salatası!


                                                    Kırmızı lahanayı hiç böyle görmediniz!



                                                      Bal kabağı ezber bozuyor!



                                        Tavuğun bambaşka bir hali: Beyaz Salata!



Çorbalar bitti, salatalar ve mezelerden tırtıklarken araya sıcak birkaç tarif girse fena olmaz değil mi?

                                           Bir yılbaşı klasiği olarak Paçanga Böreği:



                                                    Ona alternatif bir de Çin Böreği:





                                                         Onun yeri apayrı Hasselback:



Ara sıcaklar da biter ama bu kısma kadar hiç bir şey doymak için değildir. Çünkü asıl şölen burada başlar:

                                                              Kestaneli Safranlı Pilav:



                                         Sunumuyla ağız sulandıran tat ; Ananaslı tavuk:

                             


Tüm zamanların en büyük miti, 'yook artık' dedirtecek tarif, literatürde kendinden bu kadar söz ettiren başka bir tat var mı dersiniz?

                                                                   Hindi de neymiş?
                                                              Portakallı Pekin Ördeği!



                                    Tatlısız yılbaşı olmaz! İşte yeni yıla tatlı başlangıçlar;

                              Sadece 10 dakikada sıcak sıcak yemeğe hazır çikolatalı sufle!


                                                      Bir İtalyan aşkı Tiramisu!



                         Dünyanın en güzel tatlılarında Top 10'a aday Crispy Banana!


                            Sadece beş dakikada yapabileceğiniz nefis çikolatalı trufflar!


                               Tarifini başka yerde bulamayacağınız özel bir tat: Mamma Mia!


                                                Ağız sulandıracak cinsten:Çikolatalı Çilek Şiş!



                    Bu da yeni yıl sofrası bonusu olsun dedik, salatalıktan yılbaşı ağacı yaptık :)

                             

Yeni yıla dair çeşitli felsefelerin inanışlarından biri de bereket getirmesi için evinizin kapısında koca bir narı patlatmanızdır. Bir poşete koyduğunuz narı kapınızda güzel dileklerle fırlatabilirsiniz. Noel Baba'yı bekleyebilir yada hiç ona bel bağlamadan birbirinize hediyeler alabilirsiniz. Aslında hepsi daha umutlu insanlar olabilmek için var olmuş ritüeller, ne de olsa insan umutsuz yaşayamaz. Bunlara inanıp inanmamak tamamen size kalmış. Ama sevgiye inanın, çünkü her şeye anlam katan en önemli güç sevgidir. Biz yeni yılınızı unutulmaz bir sofrayla taçlandırmanız için özel tarifler seçtik. 2016 ya özel bu 16 tarifin sevdiklerinizle kuracağınız sofralara bolluk, bereket getirmesini dileriz. Ve unutmayın ki sofralar ne kadar lezzetli ve güzel olsa da onu taçlandıran yanınızda olan sevdiklerinizdir. Yeni yılda en güzel temennilerle lezzetli, müzikli ve filmli ve tabii ki sağlık dolu bir yıl sizinle olsun! Afiyetle!

Fotoğrafların ve yazının hakları tarafımıza aittir. İzinsiz kullanmak yasaktır. Teşekkür ederiz


Paçanga Böreği



Yılbaşı deyince çam ağaçları, kırmızı süsler, Noel Baba gelir akla, bir de paçanga böreği. Yılbaşı sofralarının vazgeçilemez ara sıcağıdır kendisi. Kim, ne zaman dahil etmiş menüye bilinmez ama paçanga böreği olmadan 10'dan geriye sayılmaz desek yeridir. Yapımı oldukça kolay olmasının yanı sıra içerisinde bulunan pastırma ile yılbaşı adetini bizim kültürümüze uyarlamaya çalışması da cabasıdır. Eee madem öyle başlayalım. Bir yılbaşı klasiği: Paçanga Böreği!

Börek deyip geçmedik bir de dansını bulduk. Müziği mutfağınıza neşe katsın, başlıyoruz!



  • Malzemeler: (Dört kişilik) 100 gr pastırma, bir adet iri domates, üç adet yeşil biber, 200 gr kaşar peyniri, bir adet yufka, yarım çay bardağı zeytinyağı, 50 gr tereyağı


Yufkayı dörde bölerek başlıyoruz. İç harcı doğranmış pastırma, ince kıyılmış biber ve içerisindeki sulu kısmı alınarak doğranmış domatese dahil olan kaşar peyniri oluşturuyor. Böldüğümüz her bir üçgen parçayı önce birbiriyle karıştırdığımız zeytinyağı ve tereyağı ikilisiyle yağlıyoruz. Daha sonra en geniş kısmına harcı koyup önce kenarları ardından uç kısmını katlayıp sigara böreği gibi sarıyoruz. Boyut olarak büyük bir sigara böreği olan paçangayı çok sıkı sarmamaya dikkat edin ki malzeme rahat rahat yufkaya işlesin. Böreklerin üst kısımlarını da yağlayarak 180 dereceyi gören fırında yaklaşık 30 dakika nar gibi kızartıyoruz.Arzu ederseniz yufkayı yağlamadan hazırlayarak yağda da kızartabilirsiniz. Ama biz daha hafif bir yöntem kullanarak fırına vermeyi tercih ettik. Yemek öncesi ara sıcak olarak sıcak sıcak tüketin, Afiyetle!

Fotoğrafların ve yazının hakları tarafımıza aittir. İzinsiz kullanmak yasaktır. Teşekkür ederiz

Salatalıktan yılbaşı ağacı

                                             Yeni yıl sofranızı süslemek adına size güzel bir fikir!









Salatalıktan yılbaşı ağacı! Denemek ve uygulamak 2-2,5 salatalık ile çok basit.

Nasıl yapıcaz?

Çöp şiş şeklinde satılan şişlerden edinip salatalıkları önce ağacımızın altında kullanmak için genişçe yatay olarak kesiyoruz.Kestiğimiz salatalıkları yukarı doğru çıktıkça daha kısa olarak kesip en üst noktaya gelene kadar devam ediyoruz.. Zevkimize göre de en üst kısma çilek veya havuç ekleyip ağacımızı bitiriyoruz..Çöp şişi de sabitlemek adına da turp benzeri sert ve ağır bir gıda kullanabilirsiniz..
Afiyetle! 







Fotoğrafların ve yazının hakları tarafımıza aittir. İzinsiz kullanmak yasaktır. Teşekkür ederiz

Kırmızı Lahana Ezmesi


Yazın meyve sebze bolluğu olsa da kış ayında içimizi ısıtan sebzelerin yeri çok başka. Kış aylarında salataların vazgeçilmezi haline gelen kırmızı lahana, bir diğer adıyla kara lahana, gerek turşusuyla, gerekse salataya kattığı görselliğiyle can dostumuz oluyor. Ay ışığında büyümesi ve mor rengi ile sebzelerin en yararlısı olan lahana, düşük kalori ve içerdiği yüksek lif ile canımıza can katıyor. Kırmızı lahananın bir çok bilinen tarifi var, ancak biz bugün çok farklı bir yorum katıyoruz. Aslında kendisi kebap mezesi olarak bilinse de neredeyse her yemeğin yanına yakışıyor.


Malzemeler: orta boy bir adet kırmızı lahana, bir adet kuru soğan, bir yemek kaşığı domates salçası, yarım demet maydonoz, zeytinyağı, tuz ve limon

İlk aşamada lahanayı olabildiğinde küçük şekilde doğruyoruz. Rende işlemi bıçakla aynı etkiyi vermeyeceğinden sabırla doğramak en önemli detay olarak öne çıkıyor. Geniş bir salata kasesine aldığımız doğranmış lahanayı, yine çok ince doğranmış kuru soğanlar takip ediyor. Maydonozu da ince ince kıyıp ilave ettikten sonra, salça, zeytinyağı,tuz ve limon ekliyoruz. Bu mezenin tadını veren elinizin lezzeti olacak. Tüm malzeme bir araya geldikten sonra salatayı bir elinizle güzelce yoğurup tüm malzemeyi karıştırın. Tadının damaklarınıza şaşkınlık vereceği kırmızı lahana ezmesi servise hazır. Afiyetle!

Fotoğrafların ve yazının hakları tarafımıza aittir. İzinsiz kullanmak yasaktır. Teşekkür ederiz

Dereotlu Avokado Salatası



Kendisi aslen Meksikalı, tabii oralarda timsah armudu adıyla biliniyor. B,E ve K vitaminlerinin yoğun miktarda bulunduğu ve muzdan yüzde 35 daha fazla potasyum içeren avokadodan bahsediyoruz pek tabii... Ülkemizde Akdeniz Bölgesi'nde bolca yetişen bu besleyici güzelliğin özel bir tarifiyle karşınızdayız: Dereotlu Avokado Salatası!




Yumurta bile kıramayanlar iş başına, inanılmaz kolay ama bir o kadar da havalı bir salata yapıyoruz. Meksika topraklarından gelen avokadonun memleket ezgileriyle başlıyoruz:



Malzemeler: İri ise bir, normal ebattaysa iki adet olgunlaşmış avokado, yarım demet dereotu, zeytinyağı, limon, tuz, bir diş sarımsak

Avokadonun kabuklarını soyuyoruz. İkiye bölerek çekirdeğini çıkarıyoruz. Kullandığımız avokadonun çatalla ezilebilecek yumuşaklıkta olması bu tarif için önemli. Karıştırma kabına avokadoyu alarak çatalla eziyoruz. Ardından içerisine ince ince kıydığımız dereotunu, çok ince doğradığımız sarımsağı, tuzu, yarım limonun suyunu ve iki yemek kaşığı zeytinyağını ilave ederek iyiyce karıştırıyoruz. Servis için kullanacağınız meze tabağına alarak kendisini süsleyebilirsiniz. Meze olarak tüketebileceğiniz gibi, haşladığınız sıcak makarnaya biraz da kaşar peyniri ile ekleyerek makarna sosu olarak ta kullanabilirsiniz. Afiyetle!

Fotoğrafların ve yazının hakları tarafımıza aittir. İzinsiz kullanmak yasaktır. Teşekkür ederiz

Kestaneli Safranlı Pilav


Sırf kestane yemek için kışın gelmesini bekleyenler, sade pilavdan sıkılanlar, yeni tatlara açık olanlar,  baylar bayanlar, merdivenden kayanlar bir adım öne çıksın! Bir pilav düşünün ki, içinde nar gibi kestane, altın sarısı rengiyle safran ve tane tane pirinç var. Yeni yılda ustalıkla sergileyeceğiniz sofralarınızda ekstra puanlar almanızı sağlayacak bir tarif: Kestaneli Safranlı Pilav!




Malzemeler: 2 su bardağı pirinç, 200 gr kestane, bir tatlı kaşığı safran ya da zerdeçal, üç su bardağı su, isteye göre dolmalık fıstık ve kuş üzümü,bir adet kırmızı kapya biber

'Pilav yapan her şeyi yapar.' der bir atasözü... Pilav yapmanın aslında kafana büyütülecek bir zorluğu yok. Doğru malzeme, doğru miktar ve yavaş pişmesi olayı özetliyor. Her ne ise biz konumuza geri dönelim. Pirinci yıkayıp sıcak ve tuzlu suda beklemeye koyarken ortasına bir çizik atıp yıkadığımız kestaneleri ister fırında ister ocakta pişiriyoruz. Bu arada çizik attıktan sonra yıkamamızın nedeni arasına giren suyun kestaneyi daha güzel pişirerek kabuklarının kolay soyulmasını sağlamak içindir bu da burada bir dursun diyelim. Tencereye sıvıyağı ekleyip ayıkladığımız kestaneleri, safranı(yoksa zerdeçalı), ince kıydığımız kırmızı biberi ve isteğe göre birer tutam dolmalık fıstık ve kuş üzümünü ekleyerek kavuruyoruz. Bu sırada yıkayıp iyice süzdüğümüz pirinci ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. Pirinçler birbirinden iyice ayrılıp kavrulunca üç su bardağı suyu, bir tatlı kaşığı tuzu ve dolu dolu bir yemek kaşığı tereyağını ekleyip karıştırarak kapağını kapatıyoruz. Su kaynadıktan sonra ocağı maksimum derecede kısarak 20 dakika kadar pişiriyoruz. Altın sarısı renginde kestaneli pilavımız hazırdır efenim. Afiyetle!

Fotoğrafların ve yazının hakları tarafımıza aittir. İzinsiz kullanmak yasaktır. Teşekkür ederiz

Portakallı Pekin Ördeği


Bir yemek düşünün ki bizim kültürümüzde olmasa da, yüzde doksan dokuzumuz hiç tatmasa da hepimizin adını alın harflerle zihnine kazıdığı... Bir yemek düşünün ki literatürümüzde en ulaşılmaz yere koyduğumuz... Yemeğe çağırdığınız dostlarınızın 'Hımm demek ne istersek yapacaksın, ee o zaman ben şey istiyorum..' deyip alaycı gülümsemesiyle adını zikrettiği...Pahalı restaurantlarda görebileceğiniz o yemek, artık o kadar da ulaşılmaz değil; bayanlar baylar, işte karşınızda Portakallı Pekin Ördeği!


Malzemeler; Bir adet pekin ördeği, üç adet portakal, bir yemek kaşığı bal, bir yemek kaşığı nar ekşisi, iki yemek kaşığı sirke ya da beyaz şarap, bir adet defne yaprağı, bir tatlı kaşığı domates salçası, iki adet kuru soğan

Çin mutfağının en sevilen tatlarından olan ördek, her ne kadar bizim yemek kültürümüzde yer edinemiş olsa da, peynirle reçel yiyen bir millet olan bizlere tatlı ve tuzluyu bir arada sunan bu değişik tadı çok ta garipsemeyeceğimizi garanti edebiliriz. İlk olarak süper marketlerde bulabileceğiniz ördeği güzel yıkayıp havluyla kurulayarak en az bir saat kadar kurumaya bırakıyoruz. Ardından bir çay kaşığı tuz ile ovaladığımız ördeğimize çatalla birkaç delik açıyoruz. Derince bir tencereye bir adet portakalın suyunu, defne yaprağını ve yarım su bardağı suyu ekleyerek ördeğimizi oturtuyoruz. Kapağını kaparak 15-20 dakika kadar pişiriyoruz. Fırın kabı ya da borcamın tabanını yassı doğradığımız soğanlarla kaplayarak göğüs kısmı üste gelecek şekilde ördeğimizi oturtup iç kısmına iri doğradığımız bir adet portakalı yerleştiriyoruz. 180 dereceyi gören fırınımıza ördeği yerleştirerek sosu yapmaya koyuluyoruz. Tencerede bekleyen ördek suyuna bir adet portakalın suyunu, sirke yada beyaz şarabı, nar ekşisini, balı, domates salçasını ve bir tatlı kaşığı tuzu ekleyip bir taşım kaynatıyoruz. Bu sırada yaklaşık 20 dakikadır fırında olan ördeğimizi çıkarıp sosu üzerine gezdiriyoruz. Fırının ayarını 150 dereceye kısarak sosladığımız ördeği tekrar fırınlıyoruz. Ara ara bir kaşık yardımıyla sosu alıp tekrar üzerine gezdirdiğimiz ördeği düşük ısıda yavaş yavaş pişiriyoruz. Son pişirme işlemi yaklaşık 30-40 dakika sürüyor ancak etin pişme ayarını damağınıza göre ayarlamak için arada kontrol edebilirsiniz. Biraz uğraş verdiğiniz belki ama artık kendinizi tebrik edebilirsiniz. Akıllarda ulaşılmaz bir noktaya yerleşen o tarifi imkansız olmaktan çıkardınız. Yemek menüsünde adını duyan misafirlerinizin yüz ifadesini gördüğünüzde tüm bu yorgunluğa değeceğine bahse gireriz. Portakallı Pekin Ördeği'niz servise hazır. Afiyetle!

Bal Kabaklı Humus


Mezeler dosyasına iddialı bir tarif ekliyoruz bayanlar baylar! Ordövr tabaklarının demirbaşlarından olan humusun çok daha renkli ve merak uyandıran bir versiyonuyla karşı karşıyayız. Tatlısı ve çorbasından sonra bal kabağı bu kez meze oldu. Rengiyle aklınızı çelecek, tadıyla damağınızı şenlendirecek bir tat; Bal Kabaklı Humus!




Yapılışı son derece basit olan bu tarifte bal kabağı, tahin ve kimyonun uyumuna bayılacaksınız.

Malzemeler; Yarım kilo bal kabağı, yarım su bardağı tahin, yarım limon suyu, bir yemek kaşığı kimyon, tuz,sarımsak

Rengiyle sofrada gülümseyecek olan mezemizin ilk aşamasında bal kabaklarını küçük küpler halinde keserek bir yemek kaşığı yağ, bir çay kaşığı tuz ve dövülmüş bir diş sarımsak ekleyerek kavuruyoruz. Yarım çay bardağı su ekleyip tencerenin kapağını kapatarak beş on dakika kadar yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Püre haline gelen bal kabağını blendera alarak üzerine yarım su bardağı tahini, limon suyunu ve kimyonu ekliyoruz. Blenderda tüm malzemenin birbirine karışmasını sağlıyoruz. Blender kullanmak istemeyenler derin bir karıştırma kabında ezici yardımıyla da aynı sonucu alabilir. Daha katı bir meze için yarım su bardağı haşlanmış ve kabukları ayıklanmış nohut eklenebilir. balkabaklı humusu bir süre buzdolabında dinlendirdikten sonra servis edebilirsiniz.
Afiyetle!

Fotoğrafların ve yazının hakları tarafımıza aittir. İzinsiz kullanmayınız. Teşekkür ederiz

Tam Bir Antivirüs :Kış Çorbası!


Yaz aylarında bol buzlu limonata ne kadar anlamlı ise kışın da sıcacık bir çorba en az onun kadar anlamlıdır. Hasta olduğumuzda ilk aradığımız şey sıcak bir çorba değildir de nedir? Tabii sadece hastalıkla ilişkili değil çorba meselesi, aynı zamanda lezzetle dolu bir ritüeldir bizim sofralarımızda...
Şimdiki tarifimiz ben yemek seçmem, ne olsa yerimcilerden- kış sebzelerine hayranlık duyanlara hatta sebzeyi sevmese de bu çorbayla hayatında yeni bir sayfa açanlara kadar çok geniş bir kategorinin ilgisini çekecek türden. Karnabahardan brokoliye, tavuğa kadar bir çok malzemenin birleşiminden oluşan vitamin ve lezzet deposu: Kış Çorbası!



Malzemeler; Ortalama 10 kase çorba için (ki bir kişiye bir kase asla yetmez), ortalama bir top brokoli, bir top karnabahar, üç dört dal pırasa, iki adet patates, iki adet havuç, bir avuç pirinç, 300 gr tavuk göğsü, bir adet yumurta, bir adet limon, zeytinyağı

Yapımı oldukça kolay olan bu çorbayla hayatınızda çok şeyin değişeceğini söyleyerek ve bu tarifin sahibi annemin ellerinden öperek başlıyorum. Tarif için düdüklü tencere kullanıyoruz. Brokoli ve karnabaharı yıkayarak parçalara ayırıp tencereye atıyoruz. Pırasayı halka halka, havuç ve patatesi de küp küp doğrayarak tencereye ilave ediyoruz. Yıkadığımız tavuk göğsünü üç dört parçaya bölüp tencereye ekliyoruz. Son olarak bir avuç pirinç, yarım çay bardağı zeytinyağı, damağınızın ayarında tuzu ve sebzelerin üzerine çıkacak kadar suyu ekleyip düdüklü tencerenin kapağını kapatıyoruz. Önce yüksek, tencerenin sesi yükselince de düşük ateşte yaklaşık 25-30 dakika pişiriyoruz. Bir yumurtanın sarısını bir adet limonun suyuyla çırparak tencereye ekliyoruz. Kepçeyle karıştırdığımız çorbamızdaki iri sebze parçaları ve tavuklar bu karıştırma esnasında kendiliğinden ayrılıp küçülecektir. Kış çorbası sıcak sıcak tüketmeniz için hazır nazır size göz kırpıyor.

Afiyetle!

Fotoğrafların ve yazının hakları tarafımıza aittir. İzinsiz kullanmayınız. Teşekkür ederiz

Çikolatalı Çilek Şiş!




Bu seferki çok tarif sayılmaz ama özellikle çocukların kalbine fethedecek cinsten... Çilek ve çikolatayı sevmeyen kaç fani vardır şu dünyada? Tatlı atıştırmalıklar olarak, ya da davet sofralarında bi renk olsun diyerek, ya da canınız çekerek, ya da minik misafirlerini düşünerek hiç fark etmez her türlü gideri olan bir sunum: Çikolatalı Çilek Şiş!                                                                                                                        Aslında tariflik bir durum yok çilekleri yıkayıp tahta şişlerin ucuna takıyoruz. Ben mari usulü eriyen çikolataya batırıp soğumaya bırakıyoruz. Çilekleri buzdolabında soğutursanız çikolatanın donma süresini kısaltmış olursunuz. Afiyetle!
Fotoğrafların ve yazının hakları tarafımıza aittir. İzinsiz kullanmak yasaktır. Teşekkür ederiz


Ananaslı Tavuk

                                                   
 'Yemek dediğin sebzeyle yapılır canım, meyve de neymiş yemeğin içinde?' demeyin. Erzincan'ın elma dolmasını, Gaziantep'in yeni dünya kebabını yemediyseniz hele hiç demeyin. Meyvelerin özellikle et ve tavuk yemeklerinden kullanımı Osmanlı mutfağında da oldukça yaygındır ki özellikle kayısılı et yemekleri denemeye değerdir. Lafı daha fazla dolandırmayalım. Sunumuyla Hawaii'de hissettiren, egzotik ve lezzetli bir tat: Ananaslı Tavuk!

                                                                                                             

İki porsiyon için; Bir adet ananas, 300 gr tavuk, bir adet kırmızı kapya biber, tuz, zeytinyağı 
                                                                                            Bu çok basit ve özel tarifte ilk olarak tavukları kuş başından biraz daha büyük şekilde doğrayarak zeytinyağı eklediğiniz tavaya atıyoruz. Biz sunum için ananasın dışını da kullanacağımız için ikiye bölerek iç kısmını oyup aldık ama arzu ederseniz ya da ben uğraşamam onla şimdi derseniz normal ananası doğrayıp kullanabilirsiniz. Tavuklar nar gibi kızarınca doğranmış kırmızı biberi ve dilimlediğimiz ananası ekliyoruz. Beş dakika daha soteledikten sonra sunum için hazırız demektir.

Ayrıca bu kadarıyla yetinmem diyenler, bu aşamadan itibaren soya sosu, krema veya kekik, kimyon, fesleğen gibi denemeler yapabilirler.


Afiyetle!



Fotoğrafların ve yazının hakları tarafımıza aittir. İzinsiz kullanmak yasaktır.
Teşekkür ederiz.

23 Aralık 2015 Çarşamba

Ev Yapımı Çikolatalı Sufle!


Çikolata krizlerine anında çözüm üretecek, özel sofraların final vuruşu olacak, hazırlaması pratik, tadı olay bir tarifle lezzet yolculuğuna devam ediyoruz. Sadece 10 dakikada hazırlayabileceğiniz bu tarif ile çat kapı misafire, tatlı krizine, film yanına, davet sofrasına anında çözüm üretebilirsiniz. Kimsenin hayır diyemeyeceği sıcak ve akışkan bir tatlı; Çikolatalı Sufle!


Dört kişilik sufle için Malzemeler: 100 gr bitter çikolata, 3 yumurta, yarım su bardağı un, yarım su bardağı toz şeker, iki yemek kaşığı tereyağı


Çikolatalı suflenin en önemli olayı sıcak fırına girip kabarması olacaktır. Bu yüzden ilk olarak fırını 220 dereceye ayarlayarak işe koyuluyoruz. Tereyağı ve çikolatayı küçük bir tavada eritiyoruz. Eriyen karışıma unu ekleyip karıştırıyoruz. Ayrı bir karıştırma kabında yumurta ve şekeri önce düşük, sonra yüksek ayarda mikserle iyice kabarana kadar çırpıyoruz. Çikolatalı karışımı yumurtaya ekleyerek bir dakika kadar daha çırpıyoruz. Yağladığımız sufle kaplarına bölüştürdükten sonra sıcak fırına sürdüğümüz sufleler, yedi sekiz dakika sonra hazır. Üzerine pudra şekeri serperek servis edebilirsiniz.

Afiyetle!


21 Aralık 2015 Pazartesi

Yeni Yıl İçin Alınabilecek En Güzel Hediye

Şimdi yazının başlığına bakıp hemen uçak, araba, sonsuz para diyeceğimi düşünüyorsunuz biliyorum ama bu sefer başka bir hediyeden bahsedeceğim. Yılbaşı yaklaşırken evde aile üyeleri tarafından gizli gizli işler çevrilmeye başlar. Herkes kendi hediyesini en güvenli yere saklamaya çalışır aynı zamanda diğerlerinin hediyelerini bulmaya çalışır. Bu yıl evde yılbaşı için hediyemi biraz erken buldum. Gardırobun en arkasında hışırdayan bir torba içerisinde hediye saklanırsa olmaz.
Neyse ben şu hediye kısmına geçeyim. Daha gelmeyen yılbaşının hediyesi: Oral-B şarjlı diş fırçası. Denemeye çekiniyordum ama hediye gelince keşke daha önce alsaymışım dedim kendi kendime.
Oral-B, profesyonel diş temizleme aletlerinden esinlenerek tasarlamış bu şarjlı diş fırçaları ile mükemmel bir temizlik deneyimi sunuyor. Diş plaklarını temizlemekte manuel fırçalardan çok daha etkili bir sonuç veriyor, ilk kullanımdan sonra bile daha önce sanki hiç bu kadar iyi dişlerimi fırçalamamışım gibi hissettim. Üç boyutlu oynar başlık sayesindeyse normal bir fırçanın yapamayacağı kadar hareket edip, normalde ihmal ettiğimiz ulaşamadığımız yerlere bile ulaşıyor. Fırça başlıkları dişleri tamamen sararak birçok noktaya temas ediyor ve muhteşem sonuçlar almamı sağlıyor.



Ağız bakımına çok önem veren birisi olarak bu benim için en iyi yılbaşı hediyesi oldu. Siz de yeni yılda sevdiklerinize Oral-B şarjlı diş fırçası hediye ederek onları mutlu edebilirsiniz.
Ürünleri incelemek ve yılbaşı indiriminden yararlanmak için tıklayınızBu arada, Burcu Esmersoy'lu videosunu da paylaşmadan duramadım :)

Bir boomads advertorial içeriğidir.

10 Aralık 2015 Perşembe

Bomonti’de yepyeni bir yaşama çok az kaldı… Bu çok özel yatırım fırsatını kaçırmayın!

155 apart daireli The House Residence ve 51 odalı The House Hotel, 2016 yaz döneminde Bomonti’de kapılarını açmaya hazırlanıyor. 
Yenigün İnşaat yatırımı, The House Collection markası ve FYP’nin dizayn, marka ve konsept planlaması ile Bomonti’de hayat bulan The House Residence’da ince işler hızlı bir şekilde devam ediyor. Özel dizayn tasarımları ile hazırlanan örnek daireler, bugünden The House Residence tasarım anlayışını ve Bomonti’deki yaşamı keşfetmeniz için sizi bekliyor…
Modern yaşam, sanat ve dizayn ile zenginleşen The House Residence’ta yaşam stüdyo, 1+1 ve 2+1 dairelerde çok özel ödeme planları ile yatırım fiyatı 230 Bin Dolar’dan başlayan fiyatlarla sunuluyor. Dairelerin yatırım planlama ve uzun/kısa dönem kiralama hizmetlerini ise daha ilk günden FYP sizin için yapıyor… 
Dinamik, sosyalleşmeye açık ve konforlu bir yaşamın kodlarıyla şekillenen The House Residence Bomonti’de, 1+0’dan 2+1 ve penthouse’lara kadar 44 m2 ile 199 m2 arasında değişen, özel tasarıma sahip 155 adet apart daire seçenekleri sunuluyor. Yaşama renk katan detaylar ise projenin lounge, dining room, spor kulübü, club ofisi, kafeleri, peyzaj alanları ve teras gibi alanlarında odaklanmış durumda. Yaşamı ortak alanlara taşıyan The House Residence, servis zenginliğini ve kalitesini aynı binada bulunan 51 odalı The House Hotel’den alacak.
The House Residence’da dairenin yatırım planlaması daha ilk günden senin adına yapılıyor, detaylar seni yormuyor. Bütün dairelerin kısa, uzun dönem kiralama hizmetleri The House Residence yönetimi ve FYP tarafından, uluslararası zincirlerin işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. The House Residence, her detayı özenle planlamaya dayanan modern tasarım anlayışını evinize de taşıyor. Dilerseniz tüm yaşam alanlarınızı sizin seçimlerinizle güzelleştiriyor. Taşınmaya hazır, zevkle döşenmiş, titizlikle hazırlanmış bir otele gelir gibi bavulunuzu alın, gelin ve yaşamaya başlayın.
Bomonti’ye tasarım dokununca
Piramit Mimarlık Turgut Toydemir tarafından projelendirilen The House Residence’ın yaşam konsepti ve iç mimari planlaması FYP Proje Geliştirme’den Tony Phillipson’ın İngiliz Conran  + Partners ile gerçekleştirdiği özel işbirliğiyle hayat buldu. Peyzaj ve cevre düzenlemesinde ise Hyland Edgar Driver imzası var. Geleneksel ve modern endüstriyel alanların yansımaları, modern mimari ve yaşam tarzı kodlarını harmanlayan tasarım New York Soho, Londra Covent Garden ve Paris L’es Halles gibi örneklerle de organik bağa sahip. Ortaya çıkan sonuç ise, ana yaklaşım olarak modern mimari, life style konsept ile geleneksel ve modern endüstriyel tasarımı birleştiren yepyeni bir konsept.
7/24 hayat, hizmet, mutluluk
The House Residence Bomonti, The House Hotel, The Residence Lounge, The Dining Room, The Cafe, The Club Fitness, The Club Office, The Garden Terrace ve The Services gibi mekan ve hizmetleri aynı binada, aynı çatı altında bir araya getiriyor. The House Residence’da kişiye özel servisler, Bomonti’nin ilk dizayn oteli The House Hotel işletmesi ile sunuluyor. The Services olarak tanımlanan sınırsız hizmetler ile, iki farklı noktada 2 farklı resepsiyon ve özel asistan, housekeeeping, vale, teknik servis, güvenlik ve ev sahibi kullanımına hazır laundry alanı, apart daire sahiplerine ev ortamında da otel konforu sunmayı hedefliyor.
Evler sakin, ortak alanlar yaşamla dolu
Konut, hotel, sosyal yaşam alanları, spor kulübü ve service ofis alanı ile bir yaşam merkezi olarak hayata geçen The House Residence, eğlence, yaşam, iş ve spor keyfini birlikte sunuyor. 2016 yazında tüm sosyal alanları ile hayata geçecek olan The House Residence sakinleri The Dining Room’da dilerlerse hazırladıkları yemeklerle dilerlerse özel asistanın yardımıyla davetlerini verebilecekler. Sabah 7:00 – gece 24:00 saatleri arasında kişiye özel hizmet veren The Residence Lounge, size özel bir mekan olarak tasarlandı. The Club Fitness sağlıklı bir yaşam sunarken, giriş terasında yer alan The Cafe’ler de ise Nişantaşı, Galata ve Karaköy’ün gözde mekanlarını sizlerle buluşturacak.
Daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız.

Bir boomads advertorial içeriğidir.